Sunday, 18 September 2011

Garipten şarkılar - Ne diyorsun arkadaş

Eee bi kere başladın mı ardı gelir demişler. Geliyorda. Uzun zamandır aklımda olan bir konuydu. Geçen yanlışlıkla açtığım bir radyo sonrası dumura uğramamla blogger trendim oldu :)

Herneyse gelelim efendim olaya. Geçenlerde gecenin köründe aa hadi radyodan dinleyim bu seferde müziği diyerek başladığım olay. Beni benden aldı. Radyoda gecenin üçünde Sevgülü ünlü  Türk düşünürümüz Nihat Doğan'dan yine ahanda burdayım - kroluk heryerde dediğim bir şarkı vardı. Bakın sözlerini de paylaşayım biraz hak vermezseniz ne ala : Benim olmazsan taciz ederim.  Portakal dur burda kal. Bu ne arkadaş. Diyorsun ki ya gel kendin yada seni sana bırakmam. Ben bu nacizane arkadaşa şimdi Tarkan'dan kıl oldum abi mi desem yoksa başka ..... mı söylesem. ( Okuyucu aklını kötülüğe kullanma boşluk yerine şarkı gelecek ). Hazır Nihat Doğan demişken aklıma tvde çıkan şu reklam da geldi harbi harbi kıl oldum. Tüylerimde diken diken oldu.

Bazen düşünüyorum da bu şarkıcıları kim gönderiyor bize diye.

Hazır garip şarkılara geldik değinmeden de olmaz bi ara bi şarkı vardı neydi o beni benden alırsan seni sana bırakmam diyordu sevgili  İbo. İngilizce öğretmeye çalışan Ümit Besen'imiz vardı. Şarkının sözleri de I Love you , I love you, Do u love me ? Yes I do 'ydu . Yazık Ümit Besen çok harcadı kendini topluma bişeyler kazandırabilmek için çok yırtındı. Olmayınca da Nikah masasınaaaa oturdun işteeee diyerek yıktı kedere bağladı garibim.

Kıskançlık konusunda manyaklığa bağlamış sanatçılarımızda var. Bizde olmasında kimde olsun. Henüz üç yaşındaaaa bir kardeşim vaaar seni ondan bileee kıskanıyorummm diyerek , kıskançlığa manyaklık boyutunu getirmiş Hakkı Bulut'umuz var.

Kendine zarar verme ortalığı yıkma konusunda Hakan Taşıyan'ımız vardı canım yurdumun. Çıldırır kahrederim hayatımı mahvederim diyordu kendisi. Gelin olduğu gece gidiyor o da işin ekstra noktası. Daha can alıcı.

Acaba ne diyor bu şarkıda dediğimiz sanatçılarımız var bizim. Honki ponki tonki ponki tonki ton gibi bişeyler diyerekten bir Faruk K. mız .

Hey Corç versene borç olmaz maykıl hadi kaykıl ( doğrusu olmaz maykıl bendede yok ) diyen bir Hakan Pekeri'miz

Topluma arabada beş evde onbeş diyerek toplumsal mesaj vermek isteyen dolmuşcu abilerin baş tacı Ankaralı Namık'ımız

Liseeliii liseliii diyerek sapığa bağlamış Cengiz Kurtoğlu'muz

Genç kadınlara kazak örme sevgisini aşılatmaya çalışan Mustafa Sandal'ımız

Allah belanıııı versinnn , Canın çıksıııın insafsıııız , hani sen beniiiiimdin Müzik teröristi İsmail YK'mız

Bize helva sevgisini aşılayan , bakgal amcaaa diyen Mahmut Tuncer'imiz

Acaip hayvanlara benzirsen diyen Hüseyin Turan'ımız var. Yazmaya kalkarsan bol var ama şimdilik bu kadar.
Bu nacizane şarkıyı da bir tebessüm yaratmak amacıyla paylaşıyorum


Yeni bir başlık - Burası bizim gezegen , çıkış sağ tarafta

Yazmayalı uzun zaman oldu. Yazmaya isteğim yoktu cidden uğraşmadım da.Neyse,  Herşeyi geride bıraktığım 1 yıldan sonra gerçekten de kimler için değerli olduğumu, kimlerin hakkımda ne düşündüğünü daha iyi anlama fırsatı buluyorum. Bazen birşeyleri anlamak için dışardan bakmak gerekiyor. Anlayamıyorsun bazen içinde olunca ne olduğunu.

Geride bıraktığım yıllarım var ,  bu yıllar içinde keşkelerim iyikilerim oldu. Deli gibi sevindiğim , çok üzüldüğüm şeyler vardı. Hep batırmışımdır iğneyi kendime, derim bazen çok yavaşım , bazen çok lider ruhluyum diye.  İnsan bazen yeryüzündeki en iğrenç kişi olduğunu da düşünebilir , yeryüzündeki kanatsız melek olduğunu da. Deneyimleriz hep, yapabildiğimiz kadar , görebildiğimiz kadar , sınırlarımız kadar. Gelgelelim nedense son zamanlarda kendimi daha çok meleğe benzetmeye başladım kanatsız olanlardan hani canım. İnsanlar bu kadar da değişmiş umursamaz olamaz diyorum kendi kendime. Düşüyorlarmış. Doğuşundan beri aç gözlü olan insanoğlu , kendini daha da ilerletmiş insanları kullanır olmuş. Kendilerine verilen değeri umursamaz olmuş. Olmuşta olmuş yani.

Bu Avrupa olayları öncesinde beni desteklemeyenler , hatta gerizekalı olduğumu düşünenler oldu. Var biliyorum gözlerinizdeki ifadeyle ağzınızdan çıkan iyi olur canım sözlerini hala anımsıyorum.

Bir de şu var. Hayat fırsatlarımıza göre insanlar tanıyoruz, hayatımıza yeni kişiler dahil ediyoruz. Ne şekilde olursa olsun bir kefeye koymuş oluyoruz. Ama insan şaşırtıyor işte. Neyse efendim bu kadar. Uzatmanın manası da yok :)

Keyifli sonbahar günleri diliyorum hepinize.
Kucak dolusu sevgiler

Tuesday, 5 July 2011

Chapter 54 - Human Trafficking





Hi everyone

Last time I wrote it was long time ago. And it's really sad to can't write. Need to do stuffs and feeling summer.

In this nice summer, I'm going to ending time of my project. And I'm feeling so mixed.
I think Latvia will take a big part in my heart.

This topic will be about Human Trafficking
There is one of the huge problem of the world. Make people slave. Use them in different kind of positions, e.g sex slaves , work labour, organ trafficking. 


In that case, 4 create awareness we had a simulation game.
We had a plan. I was in trafficker role.

How ? 
We were in middle of nowhere for 3 days.
Actually it was really hard to give command to people make them slave.

And fırst day everything was perfect ,  we were playing games, talking a lot.Than saturday morning we woke up around 5 am in the morning and plan everything.


In case we had two people who had a mask and military clothes.

(Actually when I woke up, even I scared from them )

I think photos can explain more :) 







Chapter 55 - Bizden adam olmaz ! (TR)





Merhabalar ,

Yaşam hızlı bir şekilde akmaya devam ediyor. Gönüllülüğümü geride bıraktığım 11 ay içinde gördüklerim biraz da olsun fikrimi şikayetimi sunma isteğimi daha da artırıyor.

Letonya'nın başkentı Riga'da 1 yıllık Avrupa Gönüllü Hizmetimin son ayına girmiş bulunmaktayım. Avrupa'yı biraz daha görme fırsatı bulduktan sonra, gelgelelim bizim ülkede neler eksik diye aramaya başladım. Neler değil ki !!!

Avrupa Birliği'ne girme süreci içinde giden canım ülkem bir çok eksiğimiz var. En sonuncusunu da gördükten sonra burda yazmaya karar verdim. Bu yazıda belli başlı başlıklar altında gideceğim.

Geçenlerde otobüs durağında farkettiğim olayla sinirlerim biraz daha kabardı. 700.000 nüfusu olan şehrin belli başlı noktalara GECE OTOBÜSÜ var ve sadece %50 fazla ödüyorsunuz . Ankara'lı olanlar bilir ( Bu arada Ankara'da yaşadığımı söylemeyi unutmuşum ) saat gece 11 den sonra otobüs bulamazsınız. Ankara'da gece otobüsünün olmamasının akıllı sebebi güvenlikten ötürüdür. Ya da üstü kapalı bir şekilde şöyle denmektedir : Ulan gece gece dışarda ne işiniz var , Geceleri dışarıya ancak ayyaşlar , içki içenler çıkar oturun oturduğunuz yerde yada oturmayın uyuyun.

Kendini bilmez bazı kişilerin aldığı saçma sapan kararlar yüzünden böyle saçma salak bir haldeyiz.
Gece kültür faaliyeti olmaz akşam 11 dan sonra dışarıya çıkılmaz.

Avrupa'da durum nasıl ? 

Letonya'da yaz için gece ulaşımı var. Londra (İngiltere) gece ulaşımı olabildiğince fazla , Polonya'nın başkenti Varşova'da gece 15-20 dakika da bir otobüs tramvay vardır.

Londra


Bir ikincisi bisiklet denen bir alışkanlığı yoktur bizde. Bisiklet kullanan kişilere farklı bir bakış açımız bir toplum baskımız var. En azından bisiklet kullandığım zamanlarda bunu hissettim. - Ki bisiklet yolu mu ? O da ne ? demeye hiç mi hiç gerek yok.
Yaya ve bisiklere ait yol



Bir başka bir konu ise bayağ bir garip bir milletiz. Yediğimiz cipsin paketini , kolanın şişesini , sigaranın izmariti sokağa fırlatıp arkamıza bile bakmadan giden bir toplumuz. Fakat en azından Letonya'da durum böyle değil. Sokaklar olabidiğine temiz ve güzel.

İşte bu yüzden her seferinde kendimizi belli ediyoruz ne kadar Avrupa'dan uzak olduğumuzu. Önemli olan para,isim değil KÜLTÜR.

Saturday, 4 June 2011

Chapter 53 - Lifes is going on EN - TR


 


Hey

I know I'm so sad to didn't write anything to my blog. But Life is going on with something help problems. 

I hope everything will be fine soon.  

See ya ! 


Merhabalar 

Biliyorum biliyorum uzun zamandir bloga hicbir sey yazmadim fakat yasam kucuk saglik problemleriyle de olsa devam ediyor. Umarim hersey yolunda olur.
Yakin bir zamanda yazmak dilegiyle :) 

Kendinize coook iyi bakin 

Wednesday, 11 May 2011

Chapter 52 - EBD - Latviešu

Čau
Es esmu Fatih.Tu zini mani kaut kadā veidā. Varbūt tu zini mani dzīve vai sekojot manam blogam.

Es daru Eiropas brīvprātīgo darbu  jaukajā Rīgā , Latvijā. Es dzīvoju 9 mēnešus.

Es esmu lielpilsētu persona. Man ļoti patik daudz cilvēku apkārt. Dažreiz, man nevajag sākt ar viņiem runāt, bet dažreiz, acis runā daba runā viss runā

Kad es ierados, šeit bija cita kultūra, cita dimensija, daļeiji tā ir cita dzīve, citā vietā.

Joprojām, es esmu students, Es studēju valsts ekonomiku un nodokļu sistēmas. Es domāju darit EDB tāpēc ka tās būtu pārmaņas.

Kad es biju pirmā kursa srudents universitātē, nolēmu strādāt NVO, Es sāku kā brīvprātīgais un tagad es esmu vienadžu izglītotās par dažādām tēmām.

Vai tas bija labs lemums braukt uz Latviju?

Jā, tas bija, bet man nācās mainit... Pārtraukt studijas un ierasto dzīvī.
Bija daudz jautājumu : Ko tu darīsi? Vai tu esi traks ? Uzkādu valsti tu brauksi ? Vai pingvīni tur dzivo ? Tu sasalsi ragā. Un daudz citu jautājumu.

Latvijā, diemžēl es dzirdēju daudz stereotipu par Turciju, piemēram , Vai jūs precat 5 sievas ? Vai jūs lietojat Latīņu alfabētu ?

Bet bija forši mainit stereotipus.

Man ir laba pieredze Latvijā, foršas hokeja spēles, iešana uz Vecrīgu, atpūlšanās ar draugiem. Satikšanās ar runašana ar jauniem cilvēkiem un kopīgu interešu atrašana.

Ez izdīvoju vissaukstākas ziemu savā dzivē Februārī. Bijas ap -25°C.

Nākamajā mēnešī būs gatavs t-krekls ar uzrakstu. Es izdzīju Latvijas ziemā, Nākanā?

Varbut tagad tu lasi šo rakstu. Es esmu ļoti paticigs par vairāk nekā 4000 apmeklētajiem 7 mēnešos.

Pēc 9 mēnešiem es varu reikt : Man patīk Latvijā.

Priekā visi mani draugi. :)

Monday, 2 May 2011

Chapter 51 - EVS - ENGLISH

I'm Fatih.

You know me somehow because you know me maybe real or following me from blog. I'm doing EVS in sweet city Riga in Latvia.
I already spent 9 months and little bit more. 

Ok I'm metropol city person. I really like a lot of people around me. Sometimes you don't need to talk with them. Ok I'm sometimes quiet. But Sometimes eyes talking, sometimes nature... I came to Latvia. There was another culture, another dimension, partly it is another life in another place for partly in my life. Take a breathe for little while.

Still I'm  university student. I'm studying about public economy and tax systems. 4th class student. I believed to do EVS, because it was one of the change for me. In my country to go Europe or going abroad it's not so easy. Also I didn't know If i have a chance how I will use it.

When I was 1st class of university , I decided to work on NGO.  I started to be volunteer in some NGO's. And now I'm a peer trainer about a lot of subject.

Was it good decision to come Latvia ?
It was good decision for me but leave from everything... pause my school and my life and so on. There was a lot of question : What will u do ? What will happen to your school ? Are u crazy ? What kind of country are u going ? You will be iceman in the cold . And a lot of things.

In Latvia, Sorry but I heard a lot of stereotypes about Turkey. eg. Are u marrying with 5 women in Turkey ? Are u using Latin alphabet ?
It was nice to change people stereotypes.

I have really good times in Latvia. Nice hockey matches, going out to Oldriga and chill out with my friends meet with new people and talk with them and find common things. I survived most colder winter in my life. In February around -25 °C. And T-shirt will be ready next month. Slogan is I survived in Latvian winter. Next ? :)

Now maybe you are reading this article. I'm very thankful for more than 4000 visitors in 7 months. 
After than 9 months I can say I really like this sweet country.

Cheers all my friends.
F@Tih